Düşünce ve Sözler Oluşları ve Geleceği Nasıl Etkiler?
Düşünceler ve bu düşüncelerin sözle ifade edilmesi olacak olayları ve geleceği nasıl etkiler? Düşünceler olacak olayları doğrudan etkileyebilir mi? Öngörü ve Önsezi yeteneğine sahip insanların olaylar henüz gerçekleşmeden olaylara etkileri..
Düşüncelerimiz ve seslendirdiğimiz sözlerin telepatik etkiler kadar olayların oluşuna, gidişatına ve geleceğe de etkileri vardır. Telepati kategorisi altındaki konuları incelediğinizde zihnimizdeki her düşüncenin, düşüncenin hedefindeki insanlar üzerinde de bir etkisi olduğunu görebilirsiniz. Ancak düşüncelerimiz sadece telepatik etkilerden ibaret değildir. Yeterince güçlü ve etkili olan düşünceler bu düşüncelerin hedefinde olan insanları da etkisi altına alırlar.
Bir insanın yapacağı bir iş konusunda kararsız kaldığı bir durumda karşısında kararlı düşüncelere sahip bir insanı görmesi ve düşüncelerinin büyük kısmının sonuçlanmış kararlarla ilgili olmasından dolayı etkilenerek ani bir karar alması veya zihninden sürekli olumsuz düşünceler tekrarlayan bir insanın yanında iken yaydığı düşüncelerin etkisi altında kalarak olumsuz sonuçlanacak kararlar almamız gibi.
Örnekleri çoğaltacak olursak,
- Olumsuz düşüncelerin yoğun olduğu bir yerden geçerken düşüncelerimizin etkilenerek değişmesi
- Kalbini kırdığımız bir insanın bizim hakkımızda oluşturduğu kötü düşüncelerin alacağımız kararları etkilemesi
- Yanımızdan geçen bir insanın yüzüne ve davranışlarına yansımış düşüncelerinden etkilenmemiz
- Bir işin olması veya olmaması konusunda saplantı haline getirdiğimiz düşüncelerin, olayları düşüncemiz doğrultusunda veya tam tersi yönde etkilemesi.
- Yoldaki buzlu zemini görüp birinin ona basarak düşmesini düşünmemiz ve bir süre sonra birinin oraya basarak düştüğünü görmemiz.
Her Düşünce Benzer Etkilere Sahip midir?
Yaşamın doğal dengesi kendisini korumaya odaklıdır. Her düşünce etkili değildir. Etkili olabilmesi için bir düşüncenin bilinçli olarak onaylanması ve kabul edilerek tekrar edilmesi gerekir. Psişik kategorisi altında incelediğimiz psişik saldırılar ve benzer durumlarda vesvese olarak ta adlandırılan ve bizi olumsuz durumlara yönlendiren fısıltılar bu duruma örnektir. Onaylanırlarsa etki gösterirler, onaylanmayıp önemsenmezlerse etkilerini yitirirler.
Düşüncelerin olaylar ve gelecekle ilgili asıl etkileri öfke, küçümseme, intikam duygusu, kıskançlık, kin ve nefret gibi durumlarda ortaya çıkar. Teta dalgaları ile Gama dalgaları arasında hızlı bir etkinin görüldüğü bu gibi durumlarda düşünceler nazar gibi doğrudan etkiye sahip olarak olaylar ve insanlar üzerinde etki gösterebilirler.
Düşüncelerin Frekans Etkisi
Zihnimizde sinirlendiğimiz bir insanla ilgili Gama frekansında bir düşünce oluştuğunda ve bu düşünce tüm içtenliğimizle onaylanıp tekrar edildiğinde düşünceler hedeflenmiş yıkıcı bir etkiye sahip olurlar. Bu düşüncenin karşı tarafı nasıl etkileyeceği muhatabın aurasına ve haklılığına göre değişir. Eğer muhatap haksızsa, haksız olduğu konu ile ilgili aurasında bir açık meydana gelir ve bir şekilde etkisini gösterir. Alacağı kararlarda, atacağı adımlarda, veya haksızlık yaptığı insan tarafından oluşturulan düşüncenin etkisi ile karşılık bulabilir.
Neden her insanda benzer etkiler görülmez? Bazı insanların yapıları doğuştan aldıkları etkiler nedeniyle farklı tepkiler gösterir. Bazıları etkiyi hemen görürken bazılarında bu etkiler birikir ve daha ağır sonuçlara maruz kalırlar.
En Tehlikeli Etki “Susmak”
Olumsuz bir olay yaşandığında tepki dile getirilmeyip içe atılır ve orada büyütülerek karşı tarafa yönlendirilirse etki daha ağır olur. Ancak bu durumda haklılık ve haksızlık konusu iyi değerlendirilmezse sonuçlar düşüncelerin sahibi için de sorunlara neden olabilir.
Her konuda susmak veya her konuda düşünceleri seslendirmek doğru değildir. Yer, zaman, mekan ve hak konusu dikkate alınmalıdır. Hak aranılması gereken bir konuda susulmaz, haksız duruma düşülecek veya zarara uğranılacak bir durumda da konuşulmaz.
Olumsuz Olaylarda Düşüncelerin Payı
Her düşünce bir olaya neden olmaz ancak her olayda da mutlaka düşüncelerin payı vardır.
Bir insan hakkında düşünce boyutunda bile olsa onaylayacağımız ve seslendireceğimiz düşüncelerde dikkatli olmamız gerekir. “Şuna bak ne kadar da fakir”, “Ne kadar zavallı görünüyor”, “Neden burnu bu kadar büyük”, “Ne kadarda kilolu”, “Hiç mi kendine bakmaz, çok pasaklı” gibi sözler düşünce ile birlikte seslendirildiğinde insanları rencide edecek ve toplum dışına itecek sözlerden dolayı ortaya çıkan sonuçlardan bu düşüncelerin sahipleri de pay sahibi olurlar.
Bu gibi durumlarda düşünce boyutunun etkileri ile düşünceler seslendirildiğinde karşı tarafın rencide olması ile ortaya çıkan sonuçlar farklı olacaktır. Bu durumda en tehlikeli olanı karşı tarafın rencide olup sessiz kalması ama içinde oluşturduğu düşüncelerin muhatabın hayatına etki etmeye başlamasıdır. Eğe rencide olan bu insan içinden “sende yaşa ve tat” demişse bu tür insanların yaşamlarındaki değişimi izleyin. Mutlaka bir şekilde o düşünce etkisini gösterecek veya benzer şekilde o durumu kendisi de yaşayacaktır.
Daha da kötüsü bazı insanlar düşünceleri algılayabilirler (algılayıcı telepatlar). Size baktığında kendisi ile ilgili neler hissettiğinizi ve düşündüğünüzü anlamışsa yukarıdakine benzer durumlar siz hiç farkında olmadan da yaşayabilirsiniz.
Düşüncelerin Sorumluluğu
“Kusura bakmayın sizin hakkınızda içimden şu şekilde bir düşünce geçti. Düşünceye yoğunlaştım. Sonra bu düşüncemde yanıldığımı farkettim. Beni bağışlamanızı diliyorum”
Bunu yapabilir misiniz? Yapabilir miyiz? Bunu yapamadığımız ve bu hassasiyetten uzaklaştığımız için sebepsiz olduğunu düşündüğümüz hangi sorunlarla boğuşuyoruz acaba?
Bu gibi örnekler her durumda herkese karşı yapılmaz. Gene yer, zaman, mekan ve kişi farklılıkları gözetilmelidir. Sokakta giderken bir evsiz hakkında sebepler ve sonuçlar bilinmeden “bu halde yaşamak yerine çalış ve kendine iyi bir hayat sağla, çevre kirliliği yapma” gibi bir düşünce sonuç doğuracak bir düşüncedir. Belki zamanında o da bir başkası için benzer bir düşünceye sahip olmuş hatta seslendirerek insanları rencide etmiş olabilir.
Düşünceler ve Niyetler
Düşünceler sahiplenilip onaylanmadığı sürece karşılığı olan sonuçlar doğurmazlar. Düşüncelerin sonuçları ve bizi nasıl etkileyeceği niyetlerimizle de ilgilidir. Yanlış bir düşünce bir an gelip geçebilir. Dikkat edip üzerine yoğunlaşmaya başladığımız andan itibaren potansiyel oluşmaya başlar. Art niyet barındırmayan bir düşünce ile olumsuzluk barındıran bir düşünce benzer etkilere sebep değildir.
Olumsuz Düşünceler Nasıl Etkisiz Hale Getirilir?
Bu konuda farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Her dinin, inancın ve kültürün farklı önerileri vardır. Bir insan dindar ise dini yöntemleri, kültürel öğelerin etkisi altında ise kültürel çözümleri, inandığı değerler varsa bu değerleri veya kendi düşünceleri ile oluşturduğu mekanizmaları kullanabilir. Önemli olan düşüncenin etkisiz hale getirilmesidir ve bu noktada formüllerin kaynağına takılmaya gerek yoktur. Etki mekanizmasının yoğunluğu hangi unsurla artıyorsa ona yönelmek gerekir.
Örnek verecek olursa bir Budist aklına olumsuz bir düşünce geldiğinde “Hayır, hayır, iptal“, Bir Müslüman “Olumsuz düşüncelerden herşeyin sahibine sığınırım“, bir başkası “Bu düşünceyi kabul etmiyorum ve onaylamıyorum. Beni etkilemesine izin vermiyorum” diyebilir. Niyetler ve niyetlere bağlı ortaya çıkan bilinç son derece önemlidir. Bilinç olumsuz düşünceyi ortadan kaldırmaya yönelik olduğu sürece düşünce henüz zihnimizde yer etmeden dağılacaktır.
Dikkat edilmesi gereken nokta; olumsuz düşünce ısrarla devam eden psişik atak şeklinde ise, düşünceyi ortadan kaldırmaya yönelik adım atın ve bir daha düşünceleri dikkate almayın. Çünkü bu gibi durumlarda mücadele başladığında kaybeden siz olursunuz. Yapılan her tekrar karşısında karşılık vermek asıl hedef olan, düşünceyi güçlendirmek ve pekiştirmekten öteye geçmez.
Öfkeli Olduğumuz Anda Düşüncelere ve Sözlere Dikkat Edilmeli
Öfke anında söylenen sözler kadar bu anda oluşan düşünceler de güçlü bir etkiye sahip olabilir. Etkiyi artıran duygulardaki yoğunluktur. Birlikte yaşadığımız insanlara, anneye ve babaya, çocuklara bu anda söylenen sözler ve bunlarla ilgili oluşturulan düşünceler hem o an içinde hem de gelecekte belirleyici bir etkiye sahip olabilir.
Öngörü ve Önsezi Yeteğine Sahip İnsanların Etkileri
Prekognisyon (Öngörü) ve Premonisyon (Önsezi) yeteneğine sahip insanlar bir olay henüz olmadan görebilir veya hissedebilirler. Bu durum yeteneği hakkında bir fikre sahip olmayanlarda “ben düşündüm oldu” gibi yanılgılara sebep olabilir. Ancak bazı durumlarda bu insanların olacak olaylara etkileri mümkün olabilmektedir. Etki iç dünyalarında oluşturdukları enerjinin gücü ile doğru orantılıdır.
Bir olayı henüz olmadan görüp hisseden bir insan, zihninde olayı yeniden şekillendirdiğinde olayın gidişatına düşünce boyutunda etki yapabilir. Bu durumu telepatik etkilerle de açıklayabiliriz. Çünkü olay henüz gerçekleşmeden olayın yeniden kurgulanması o olayla ilgili etrafa belli frekanslarda sinyaller yayar. Bu sinyaller olayın içerisinde bulunan insanlar tarafından alındığında düşünce boyutunda atacakları adımlarda, kararlarda ve hareketlerde farklılıklar ortaya çıkmasına neden olur.