HAKKIMIZDA

Belli bir temel ve esasa dayalı olarak yapılan bu çalışmalar sonrası alınan sonuçları, başarılarımız gibi göstermek en basit ifadeyle haddin aşılması ve edep noksanlığı olarak değerlendirmek gerekir. Zira, hiç bir konu ve olayda Cenab-ı Allah’ın izni olmadıkça zerre miktarı ilerleme – gelişme olmaz.

Bu bakımdan; alınan sonuçlar, haşâ kişilerin değil Yüce Allah’ın takdiri doğrultusunda gerçekleşmiştir.

Elbette bu çalışmaları yapan kişilerin ehil olması ve yeterlilikleri önemlidir.

Başarılı medyumlar bu bilince sahip olmalıdır.

Ancak; bu noktada kendimizi bir yerlere getirme çabası içerisinde olmadan, sıradan aciz bir kul sıfatıyla azimle çalışarak, doğruları yaparak ve takdiri Cenab-ı Allah’tan bekleyerek, destek olduğumuz kişilerin de konuya bu açıdan bakmalarını sağlayarak problemlerin çözümüne katkı sağladığımız bilinmelidir.

Hayatının büyük bir kısmını, insanların gerçek sevgi, aşk ve muhabbet’le yaşatma mücadelesi içinde geçirip, sahip olduğu bilgi ve birikimlerini, kişisel özellikleriyle birleştirerek sizlere profesyonelce çözümler üretme yoluna adayan CİDDİ, GÜVENİLİ, RESMİ ve GERÇEK Medyum Hacer Keskin uzman çalışmalarıyla, sizlere çözümler üretiyor…

Türkiye’de medyum, islami bilgi, bireysel yeterlilik ve insanın manevi yaratılış özelliklerini bilen eğitimli kişiler olarak bilinmelidir. Gelecekle ilgili kehanette bulunan, islami bilgiye sahip olmayan, fal bakan kişilerin medyum olarak adlandırılma yanlışlığı maalesef devam etmektedir.

Medyum, kendi kişisel özellikleri, sahip olduğu bilgi birikimi, eğitimi ve tecrübesiyle gelecekten haber veren değil, gelecekte olması muhtemel olayları tespit edebilen ve kişinin görmezden geldiği konuların önemine dikkat çeken donanımlı kişiler olarak bilinmelidir.

Ancak; günümüz toplumunda gayrimüslim inancın etkisiyle, enteresan giyimli, saçma-sapan kehanetlerde bulunan içinden dumanlar çıkan kaselere bakan büyücüler olarak biliniyor olması üzücüdür.

Diğer taraftan, gerçek medyumlar olduğu gibi medyum olmaya özenen ve kendini bu isimle tanıtarak, bu özellikleri taşımayan bir sürü kişinin olduğu da bilinen bir gerçektir.

Medyum, topluma örnek olacak seviyede önemli ve özel kişi olmalıdır.

Üzücü olan taraf da budur ki, ciddi anlamda yeterliliği olan medyumlar (kendini medyum olarak tanıtanlar) gerçek medyumlardan daha çok ön plana çıkmış ve toplum gerçek medyum yerine, sahte medyumlar tarafından işgal edilmiş durumdadır.

Bu nedenle, toplumumuz medyum denildiği zaman aklına gerçek medyumluğun dışında olan kişileri getirmekte ve kurunun yanında yaşın da yanması gibi her medyumu aynı kefeye koyarak değerlendirmektedir.

Bireysel özellikleri taşıyan gerçek medyum bulabilmek için artık insanlar titizlikle arayış içerisine girmekte ve kendi sorunlarına çözüm bulacak medyumu bulmakta zorlanmakta hatta bazen yanılıp beklentileri ve umutları suistimal edilmektedir.

GEREKÇEMİZ

1- Toplumsal baskılar ve modern olduğuna inanılan yaşam tarzı nedeniyle insanlar üzerinde oluşan yoğun enerji birikimi,

2- Neredeyse tamamen madde merkezli yaşama hedefinin getirdiği stres yükü ve bunlara bağlı olarak bireylerin birbirlerinden uzaklaşması,

3- Yalnız kalmakla rahatlama sağlanacağı zannedildiği halde gittikçe daralan bir çemberin içinde nefes alınamaz hale gelinmesi, yaşadığımız şu günlerde toplumumuzun en ciddi problemi haline gelmiştir.

Bilim, yüzyıllardır yaşamın temelindeki “İnsanın İç Huzuru” gerçeğini dile getirmiş, gerçek hayatta başarı ve mutluluğun madalyonun diğer yüzü olan manevi destekle sağlanabileceğini, diğer bir deyişle “Perde Arkası” nın tanınmasıyla yakalanabileceğini ispatlamışlardır.