Skip to content
ayahuasca-kullanimi-sonrasi-ego-cokmesi

Ayahuasca Kullanımı Sonrası Ego Çökmesi

Ayahuasca kullanımı sonrası yaşanan ego çökmesi..

Günümüz dünyasında yaşamak için bir miktar ego gerekiyor ya da tamamen toparlanıp amazonlarda bir yerde spiritüel hayata yönelerek farklı bir yaşam sürmek ve uzun uğraşlar vermek gerekiyor. Ego’dan tamamen kurtulduğunuzda, savunmasız, saf sevgi ışığı ile modern hayatta yaşamanız çok mümkün değil. Ciddi zararlar görmek muhtemeldir.

Ayahuasca kullanımı, Ego ve Savunma Mekanizmamız

Savunma mekanizmanız yok oluyor; kötü niyetli birinin size yaklaşması temkinli olma halini gerektirir. Ama artık biri sizi öldürecek olsa, kaçmayıp orada öyle duracak hale geliyorsunuz. Toplum içine çıktığınızda saygı görmek için gerekli olan bedeninizi şekle sokma, süsleme gerekliliği bir o kadar boş geliyor.

Bu saydıklarım tamamen kayboluyor ve geri kazanmak için ciddi efor sarfetmeniz gerekiyor. Bu deneyimi yaşadıktan sonra bunu geri kazanmak da istemiyorsunuz. İşte sorun burada başlıyor.

Dışarıda konuşurken herkes bir miktar söylediklerine dikkat eder. Yeni bir ortamda beni eğer derinden tanırlarsa ileride bunu kötüye kullanabilirler düşüncesinin kaybolması durumu da DMT’nin diğer uzun vadeli etkilerinden. Sonrasını düşünmeden olabildiğiniz en samimi içten halinize dönüyorsunuz; bize öğretilen tetikte olma algısının kaybolması durumu yaşanıyor.

Ayahuasca kullanımı sonrası Maddesel dünyaya olan ilginin azalması ve bunu minimumla sınırlama isteği başlıyor.

Toplumsal Algılar ve DMT Sonrası Yaşanan Değişim

Eskiden yapılan şeylerin etik tarafını çok göz ardı etmeden sadece istekler doğrultusunda hareket eder ve istediğim bir şeyi sırf toplumun genel kabul ettiği kurallara aykırı diye bastırmanın yanlış olduğuna sonsuz inanırdım. DMT ile bu düşünce değişti.

Çocukluktan bu yana çevreden kazandığım düşünce kalıplarını, deneyimlerimi kaldırıp attım. Arzuların yönlendirmesi ile değil artık iyi, güzel olan yönde ilerlemenin doğru olduğuna inanıyor ve kendimi bu yönde eğitiyorum. Egom buna isteklerimi baskılamak dese bile, umurumda olmuyor.

Sadece siyah ve beyazları olan bir insanken artık dengede kalmanın önemine inanıyorum. Dengeden sapmalar olduğunda sürekli olumsuz karmalar oluşturarak zihnimde bir diske atılıyor ve beynin indirgeme filtresi görevini yaparken farkında bile olmuyorum.

 Yapılan işleri gösteriş için değil, gerçekten faydalı bir amaç uğruna yapma ya da hiç yapmama düşüncesi çok baskın hale geldi.

 Nefret duygusunun kaybolması, hem de herkes için. (Hepimiz herzaman cahiliz mantığını idrak etme durumu)

 Bedensel arzuları daha iyi kontrol edebilme (soğuktan korunma, sıcağa dayanıklılık, yemek yemek ihtiyacını bedenin sadece gereksinim duyduğu ölçüde minimalize etme, uyku ihtiyacının dengesini kurabilme. vb..)

 Önyargının kaybolması (Hergün saat 5:00’da trafik başlar. Hayır, bugün başlamayabilir! O %1’lik ihtimalin gerçekleşme potansiyeline sonsuz güvenme.)

 Eskiden sıklıkla yapılan varsayımların azalması. Varsayım yapmak yerine  çocuksu saflıkla hiç çekinmeden sormak, acaba bunu sorarsam aptal durumuna düşer miyim, hakkımda ne düşünülür korkusu olmadan..

 Yargılamadan gözlemleme ve olumsuz enerjiyi olumluya dönüştürebilme potansiyeli.

 Deneyimin ilk aylarında konuşmanın çok yetersiz bir iletişim yöntemi olduğunun anlaşılması ve ağızdan kelimelerin bir süre çıkamayışı gibi etkiler de yaşanabiliyor.

Deneyimler kişiden kişiye değişkenlik gösterse de, birbirinden bağımsız olarak yaşanan deneyimlerde kağıda aktarılanların birbiriyle çok fazla benzerlik gösterdiği görülmüş.

Madde Seviyesinden Uzaklaşma

Bu deneyimden sonra dünyevi meselelere olan ilgim inanılmaz azaldı. Modern dünyada olup bitenler sadece bir illüzyondan ibaret geliyor.

Sadece belli bir bilinç seviyesine ulaşmış kişilerin konuda bilgi sahibi olması ve ön hazırlık sonrası bu gerçekliği deneyimlemesi gerektiğine inanıyorum. Herkesin bilinç düzeyi, algısı, kültürü, eğitim seviyesi farklı olduğundan onları doğru yönlendirebilecek bir rehber eşliğinde anlatılarak, bilinçlendirerek eğitim verilmesi gerekir.